19 Mayıs 2014 Pazartesi

Venedik-1

İtalya gezisinde son durağımız Venedik'ti. Dar sokakları, kanalları, gondollarda yapılan seranadları ile ünlü efsane şehir...
Floransa'dan yaklaşık 3,5 saat süren bir tren yolculuğu ile Venedik tren istasyonu Santa Lucia'da indik. İstasyonun çıkışı Büyük Kanal'a (Canale Grande) açılıyor. Tren istasyonu ile otel arası biraz uzaktı. 30 dk’lık bir yürüyüşün ardından otele ulaştık. Tren istasyonunda inip önündeki köprüden geçtiğinizde solunuzda vapuretto durakları var. Otelinize o şekilde de ulaşabilirsiniz. Kaybolsanız bile yürüyün derim:)
Otelimiz San Marco Meydanı'na çok yakındı. Booking.com'dan ayarladık, Hotel da Bruno. Resepsiyondakiler çok kibardı ve ingilizceleri iyiydi:) Yeri gerçekten süperdi otelin. Rialto Köprüsü ile San Marco Meydanı arasındaki yolun ortasında bulunuyor. Oldukça temiz, özellikle benim gibi böcek korkusu olan biri için. Kesinlikle tavsiye ederim.
Venedik'te gezmek biraz zor... Elimizde harita var, gezilecek yerler listesi var, haritada sokak adları var, ancak sokaklarda "sokak adı" yok. Neyseki köşelere "Per San Marco" ve "Per Rialto" okları koymuşlar:) ama yine de kaybolduk:) Bazı sokaklar gerçekten çok dar, klostrofobik bir şehir...
 
Yürüyüp yürüyüp aniden yolun sonu bir kanala çıkınca, yürüdüğünüz onca yolu geri dönmek zorunda olduğunuz bir şehir...
San Marco Meydanı (St. Mark's square, Piazza San Marco) gerçekten çok ferah, güzel bir meydan.. Zamanın birinde, rivayete göre Napolyon demiş ki: "San Marco Meydanı, Avrupa'nın misafir odasıdır:)". "Dünyanın en güzel dans pistidir" dediğini söyleyenler de var. Belli ki bu meydana hayranmış.. Meydanda San Marco Bazilikası, Çan kulesi (Campanile di San Marco)  ve  saat kulesi (Torre dell’orologio) bulunuyor.
                
San Marco Bazilikası, 12 havariden biri olan Aziz San Marco için yapılmış. Bazilika duvarındaki resimler görülmeye değer. Rivayete göre, Aziz San Marco İstanbul'da vefat ediyor ve Venedikliler cesedi Venedik'e getirmek istiyor. O dönemde de Osmanlılar gümrükte herşeyi kontrol ediyorlar, domuz eti hariç:) Venedikliler de cesedi domuz etlerinin arasına koyuyor ve o şekilde Osmanlı'dan kaçırıyorlar.
Bazilikanın duvarlarında Haçlı seferleri sırasında İstanbul'dan getirilmiş olan 4 adet bronz at heykeli bulunuyor.
San Marco Meydanı'ndan sahil tarafına doğru yürüyoruz. Burada 2 dev sütun dikkati çekiyor. Sütunlardan birinin üzerinde koruyucu Aziz Theodoros'un heykeli bulunurken, diğerinde Venedik'in simgesi kanatlı aslan bulunuyor. Eskiden bu iki sütunun arasındaki alanda idamlar yapılıyormuş. 
Sütunların sol tarafına doğru yürüdüğümüzde, aşağıdaki resimde de hemen karşıda görülen Palazzo Ducale (Dükler Sarayı) karşımıza çıkıyor. Sütunlar arasında ilerleyip, sahil boyunca yürüyebilirsiniz.
Sahil kenarından yürümeye devam ediyoruz. Venedik'in simgelerinden biri Ahlar Köprüsü'ne (Bridge of Sighs) ulaşıyoruz. Köprünün hikayesi şöyle: Mahkumlar son kez bu köprüden geçiriliyor ve köprüdeki küçük pencerelerden Venedik manzarasına bakıp son kez bir "ah" çekiyorlarmış..
  
Venedik gondollar şehri.. Buraya kadar gelip binmemek olmaz. Gondol gezisi 80-120 Euro arasında değişiyor. Eğer bizim gibi 2 kişiyseniz bir başka gruba dahil olabilir ya da orada kısa bir süre bekleyip kendiniz bir grup oluşturabilirsiniz. Biz Brezilyalı, çok sevimli bir aile ile birlikte yaptık geziyi:) Siyah beyaz çizgili tişörtlü gondolcumuz, dar kanallarda bir o yana bir bu yana ilerletti gondolu. Heyecan vericiydi gerçekten.. 30 dakika yetti de arttı bana:)
  
  
Venedik gezimiz ertesi gün "adalar" ile devam etti:))

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder